Analysis of information sources in references of the Wikipedia article "Rudolf Vrba" in Turkish language version.
"Rudolf Vrba Memorial Lecture 2014" 3 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., University of British Columbia, 21 March 2014.
"Rudolf Vrba Memorial Lecture 2014" 3 Mart 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., University of British Columbia, 21 March 2014.
Vrba ile Wetzler'den önce birçok diğer tutsak Auschwitz'ten kaçmıştı. Polonyalı Kazimierz Piechowski dahil olmak üzere üç ya da dört kişi 20 Haziran 1942 tarihinde kaçmaya başardı ve kampın içinde yer alan olayları bildirdi. Kendisi de Polonyalı olan Kazimierz Halori 2 Kasım 1942 tarihinde kaçtı.[6] 1942 Aralık ayında Obóz śmierci ("Ölüm kampı") başlıklı bir rapor, Polonya yeraltısının kamptan kaçmaya başarmış bir üyesi Natalia Zarembina tarafından yayınlandı.[6]
10 Aralık 1942 tarihinde Sürgündeki Polonya Hükûmeti Dışişleri Bakanı Edward Bernard Raczyński , henüz kurulma aşamasında bulunan Birleşmiş Milletler'e The Mass Extermination of Jews in German Occupied Poland ("Alman İşgâlindeki Polonya'da Yahudilerin Toplu İmhası") başlıklı bir konuşma verdi. Konuşmaya göre, savaş öncesi Polonya'da var olan 3.130.000 Yahudinin üçte biri zaten ölmüştü.[7]
Raul Hilberg 'e göre, Auschwitz hakkında iki bölümden oluşan bir rapor, Ağustos veya Aralık 1943'te Polonyalı bir ajan kadın tarafından derlendi. Raporun sonucuna göre, "İnsan hayatının bu tür imhası tarihin hiçbir zamanında görülmedi." Raporda gaz odaları, "seçilme" ve kısırlaştırma deneyleri hakkında detaylar yer aldı. 137 bin tutsağın var olduğunu, Birkenau'da günde 10 bin kişiyi yakabilen üç krematoryumun var olduğunu ve Eylül 1942'ye dek 468 bin Yahudinin gazla öldürülmüş olduğunu yazdı; tek bir gün içerisinde 30 bin kişi gazla öldürülmüştü. Rapor önce Londra'daki Office of Strategic Services'e, sonra da 17 Mart 1944 tarihinde ABD Savaş Bakanlığı Askeri İstihbarat'a gönderildi.[8]
Braham (2011)'a göre: "15 Mayıs'tan 9 Temmuz [1944]'e kadar neredeyse 440.000 Macaristan Yahudisi, çoğu vardıklarından kısa süre sonra katledildikleri Auschwitz-Birkenau'ya tehcir edildi. 9 Temmuz'a, yani Horthy'nin tehcirleri durdurmakla ilgili kararının yürürlüğe girdiği ve Raoul Wallenberg'in kurtarma görevini başlattığı güne dek Macaristan'ın tümü (Budapeşte hariç) judenrein olmuştu."[15]