Analysis of information sources in references of the Wikipedia article "Tuncay Güney" in Turkish language version.
2.3.2001 Gazeteci Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan, İstanbul Organize Şube Müdürlüğü’nün otomobil kaçakçılığı operasyonunda gözaltına alındı. İki şüphelinin ev ve işyerlerinde Ergenekon yapılanmasıyla ilgili 6 çuval doküman çıktı. Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın sorguladığı Güney, Ergenekon’un sırlarını deşifre etti. Zanlılar hakkında ‘dolandırıcılık’ suçundan dava açıldı; ancak belgelere ilişkin işlem yapılmadı. 13.12.2003 Polis, bomba ihbarı üzerine, Gaziosmanpaşa’daki Duyu-San isimli fabrikaya baskın düzenledi. Ergenekon belgelerinin olduğu çuvallar burada bulundu. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi çuvallara el koyarken, Savcı İsa Dalgıç, gizli belgeleri kurum dışına çıkardığı gerekçesiyle Adil Serdar Saçan hakkında fezleke düzenledi. Belgeler, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
MİT'ten gelen yazıda, Tuncay Güney ile Tuncay Güney İpek'in aynı kişi olduğunun ve bu kişinin zaman zaman İpek soyadını kullandığının belirtildiğini anlatan Başkan Şengün, yazıda bu kişinin nüfusa da Tuncay Güney olarak kayıtlı olduğunun bildirildiğini ifade etti.
'Tuncay Güney' ile 'Tuncay Güney İpek' isimlerinin aynı kişiye ait olup olmadığının tespiti için Millî İstihbarat Teşkilatı'ndan bilgi istendi.
Tuncay Güney: Abdullah Aymaz. Ben tırnak içinde bir şey söyleyebilir miyim? "Sizin için önemli olacağına inandığım bu bilgileri ben o dönem orda çalışırken periyodik olarak Mehmet Eymür'ün adamları gelir alırdı benden haberiniz olsun" Onu kapatayım yani böyle bilgileri cemaat içinden başka sorularda sıcağı sıcağına o dönem sıcak olan bazı şeyleri sorarlardı zaten.
İranlı diplomatın ismi Muhsin Karger Azad idi. Türk basınında "Cellat" diye anılırdı. Uğur Mumcu ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmişti. Dolayısıyla Oğuztan doğru söylüyorsa; 1) Tuncay Güney'in MİT'in İran masasında çalıştığı teyit ediliyor. 2) Ergenekon ile İran derin devleti arasında ilk resmî temas ortaya çıkıyor.
Rabbi: Daniel T.GUNEY
Anlatan adama niye işkence yapılsın? Ayrıca o daha anlatmadan evinde ve işyerlerinde arama yapıyoruz. Ele geçen belgeler arasında Ergenekon, suikast isimli klasörler, kasetler var. Ve bunların hepsi tutanaklara geçiriliyor. Bu arama tutanaklarını yapan ben değilim.
Örneğin, İran konsolosuyla gazetecilik yıllarımda travesti kulübünde buluşurdum. Çünkü o dönemlerde takip edilirdim, istihbarat birimleri oraya giremeyeceği için bu tip yerlerde görüşürdüm.
Güney’in nikâhın ardından “Ev alıyorum, ev yaptırıyorum, eşya alıyorum” diyerek kendisinden sürekli para kopardığını ifade eden Nuray Güney, evlilik ilişkisinin sadece kâğıt üzerinde kaldığını bildirdi. Nuray Güney, eşinin kendisinden para kopardığı süreç içinde de bir sözlüsünün olduğunu, gayri samimi kişiliğe sahip olan Tuncay Güney ile evlilik birliği kurmasına imkân olmadığını anlatarak boşanmalarına karar verilmesini istedi.
Ayrıca Yusuf Karakuş da, kendisine gösterilen fotoğraflardan, suikasta katıldığı öne sürülen iki İranlıyı teşhis etti. İranlıların kimlikleri Muhammed Reza ve Muhsin Karger Azad olarak belirlendi.
Belki hatırlayacaksınız, kamuoyunun ilk kez Radikal gazetesinde ve Kanal D Ana Haber’de gördüğü meşhur Abdullah Çatlı’lı, İbrahim Şahin’li sünnet düğününde göbek atma resimleri, Tuncay Güney aracılığıyla piyasaya sürülmüştü.
Anılan dönemde mezkur mektup ve ekindeki CD'lerle ilgili olarak yapılan ön inceleme sonucunda Tuncay Güney İpek'in bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'lerin bir bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi/kitap/kitap başlığı ve makaleler (Strateji Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) ile açık kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise kişi/kurum ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen dokümanlardan oluştuğu ve bilgisayar ortamında arşiv niteliğinde toplandığı izlenimi edinilmiştir.
2007 yılı Aralık ayı başından 2008 yılı Şubat ayı sonuna kadar Tuncay Güney, Tuncay İpek, Tuncay Güney İpek, Tuncay Bubey, Tolga İpek, Daniel Güney, Daniel Levi, Kemal Kosbağ, Alparslan Evrenos ve Alpaslan Evrenos isimleriyle Türkiye'ye giriş-çıkış yapan kişi olup olmadığı, var ise bu kişiye veya kişilere ait ayrıntılı bilgilerin ve giriş-çıkış belgelerinin onaylı suretlerinin gönderilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, Kemal Kerinçsiz'in talebi doğrultusunda, dilekçesinde belirttiği kişilerin 1999'dan itibaren yurt dışına gidiş gelişlerinin ilgili mercilerden sorulmasına hükmetti.
Bakın, bu belgede savcılığın bana yazdığı resmî yazı var. “1 Mart 2001 tarihinde Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan” diyor. Ben Organize Suçlar Şubesi’ndeydim. Diyor ki belgede, “Asayiş Şube Müdürlüğü’ndeki ifadesinde Susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleriyle ilgili beyanda bulunduğunun tespiti üzerine...”
Muhbir, haber getiren kişi. Vurguluyorum; muhabir değil, muhbir. O dönemde JİTEM’in yoğun olarak kullandığı, yani güvenlik birimlerinin böyle elemanları vardı. Bunlar haber kuryesi, ajan, muhbir gibi çalıştırılan kişiler. Sipariş ettiğimiz bilgileri zaman zaman onun imzasıyla yayımladık.
"Tuncay Güney'in kendisine, İran Konsolosluğu Siyasi İşler Müsteşarı Muhsin Karger Azad ile tanışıp dostluk kurduğunu ve doğrudan Eymür'e bilgi ve fotoğraf aktardığını söylediğini" anlatan Oğuztan, "Güney, Azad'ın İran'da 'MOD' adıyla anılan gladyonun mensubu olduğunu da bana anlattı" dedi.
MİT'ten gelen yazıda, Tuncay Güney ile Tuncay Güney İpek'in aynı kişi olduğunun ve bu kişinin zaman zaman İpek soyadını kullandığının belirtildiğini anlatan Başkan Şengün, yazıda bu kişinin nüfusa da Tuncay Güney olarak kayıtlı olduğunun bildirildiğini ifade etti.
'Tuncay Güney' ile 'Tuncay Güney İpek' isimlerinin aynı kişiye ait olup olmadığının tespiti için Millî İstihbarat Teşkilatı'ndan bilgi istendi.
Anılan dönemde mezkur mektup ve ekindeki CD'lerle ilgili olarak yapılan ön inceleme sonucunda Tuncay Güney İpek'in bilgisayar yedekleri olduğu iddia edilen CD'lerin bir bölümünün bazı şahıslarca kaleme alınan dergi/kitap/kitap başlığı ve makaleler (Strateji Dergisi, Aydınlık, Doğu Perinçek vb.) ile açık kaynak bilgilerinden, bir bölümünün ise kişi/kurum ve kuruluşlara ait olduğu iddia edilen dokümanlardan oluştuğu ve bilgisayar ortamında arşiv niteliğinde toplandığı izlenimi edinilmiştir.
Bakın, bu belgede savcılığın bana yazdığı resmî yazı var. “1 Mart 2001 tarihinde Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan” diyor. Ben Organize Suçlar Şubesi’ndeydim. Diyor ki belgede, “Asayiş Şube Müdürlüğü’ndeki ifadesinde Susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleriyle ilgili beyanda bulunduğunun tespiti üzerine...”
2.3.2001 Gazeteci Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan, İstanbul Organize Şube Müdürlüğü’nün otomobil kaçakçılığı operasyonunda gözaltına alındı. İki şüphelinin ev ve işyerlerinde Ergenekon yapılanmasıyla ilgili 6 çuval doküman çıktı. Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın sorguladığı Güney, Ergenekon’un sırlarını deşifre etti. Zanlılar hakkında ‘dolandırıcılık’ suçundan dava açıldı; ancak belgelere ilişkin işlem yapılmadı. 13.12.2003 Polis, bomba ihbarı üzerine, Gaziosmanpaşa’daki Duyu-San isimli fabrikaya baskın düzenledi. Ergenekon belgelerinin olduğu çuvallar burada bulundu. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi çuvallara el koyarken, Savcı İsa Dalgıç, gizli belgeleri kurum dışına çıkardığı gerekçesiyle Adil Serdar Saçan hakkında fezleke düzenledi. Belgeler, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.
Anlatan adama niye işkence yapılsın? Ayrıca o daha anlatmadan evinde ve işyerlerinde arama yapıyoruz. Ele geçen belgeler arasında Ergenekon, suikast isimli klasörler, kasetler var. Ve bunların hepsi tutanaklara geçiriliyor. Bu arama tutanaklarını yapan ben değilim.
Tuncay Güney: Abdullah Aymaz. Ben tırnak içinde bir şey söyleyebilir miyim? "Sizin için önemli olacağına inandığım bu bilgileri ben o dönem orda çalışırken periyodik olarak Mehmet Eymür'ün adamları gelir alırdı benden haberiniz olsun" Onu kapatayım yani böyle bilgileri cemaat içinden başka sorularda sıcağı sıcağına o dönem sıcak olan bazı şeyleri sorarlardı zaten.
Örneğin, İran konsolosuyla gazetecilik yıllarımda travesti kulübünde buluşurdum. Çünkü o dönemlerde takip edilirdim, istihbarat birimleri oraya giremeyeceği için bu tip yerlerde görüşürdüm.
İranlı diplomatın ismi Muhsin Karger Azad idi. Türk basınında "Cellat" diye anılırdı. Uğur Mumcu ve Jak Kamhi suikastlarına karıştığı iddiası mahkeme kayıtlarına geçmişti. Dolayısıyla Oğuztan doğru söylüyorsa; 1) Tuncay Güney'in MİT'in İran masasında çalıştığı teyit ediliyor. 2) Ergenekon ile İran derin devleti arasında ilk resmî temas ortaya çıkıyor.
Ayrıca Yusuf Karakuş da, kendisine gösterilen fotoğraflardan, suikasta katıldığı öne sürülen iki İranlıyı teşhis etti. İranlıların kimlikleri Muhammed Reza ve Muhsin Karger Azad olarak belirlendi.
2007 yılı Aralık ayı başından 2008 yılı Şubat ayı sonuna kadar Tuncay Güney, Tuncay İpek, Tuncay Güney İpek, Tuncay Bubey, Tolga İpek, Daniel Güney, Daniel Levi, Kemal Kosbağ, Alparslan Evrenos ve Alpaslan Evrenos isimleriyle Türkiye'ye giriş-çıkış yapan kişi olup olmadığı, var ise bu kişiye veya kişilere ait ayrıntılı bilgilerin ve giriş-çıkış belgelerinin onaylı suretlerinin gönderilmesi için Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, Kemal Kerinçsiz'in talebi doğrultusunda, dilekçesinde belirttiği kişilerin 1999'dan itibaren yurt dışına gidiş gelişlerinin ilgili mercilerden sorulmasına hükmetti.
Belki hatırlayacaksınız, kamuoyunun ilk kez Radikal gazetesinde ve Kanal D Ana Haber’de gördüğü meşhur Abdullah Çatlı’lı, İbrahim Şahin’li sünnet düğününde göbek atma resimleri, Tuncay Güney aracılığıyla piyasaya sürülmüştü.
Muhbir, haber getiren kişi. Vurguluyorum; muhabir değil, muhbir. O dönemde JİTEM’in yoğun olarak kullandığı, yani güvenlik birimlerinin böyle elemanları vardı. Bunlar haber kuryesi, ajan, muhbir gibi çalıştırılan kişiler. Sipariş ettiğimiz bilgileri zaman zaman onun imzasıyla yayımladık.
Güney’in nikâhın ardından “Ev alıyorum, ev yaptırıyorum, eşya alıyorum” diyerek kendisinden sürekli para kopardığını ifade eden Nuray Güney, evlilik ilişkisinin sadece kâğıt üzerinde kaldığını bildirdi. Nuray Güney, eşinin kendisinden para kopardığı süreç içinde de bir sözlüsünün olduğunu, gayri samimi kişiliğe sahip olan Tuncay Güney ile evlilik birliği kurmasına imkân olmadığını anlatarak boşanmalarına karar verilmesini istedi.
Rabbi: Daniel T.GUNEY